Sanki Bir Rüya - Like A Dream - Mollie Makes Home 3





Hemen hemen bir yıl önce size Mollie Makes Home’un 2. sayısından bahsetmiştim burada. Ben o gün siparişini vermiştim, kısa süre sonra da elimdeydi. Tam bir yıldır sehpadan hiç kalkmadı kendisi, durup durup baktım, her baktığımda mest oldum…

Mollie Makes Home dergi ile kitap karışımı bir şey, zaten “bookazine “ diyorlar. Aylık el işleri ile ilgili derginin yanında bu tarz farklı konularda bookazine’ler çıkartıyor Mollie Makes, ben ilgimi çekenleri mutlaka almaya çalışıyorum, ne zaman alsam da inanılmaz mutlu oluyorum sayfalarında kayboldukça...
İşte geçen sene biri bana seneye bu kitap-dergi’nin  içinde senin de bir projen olacak dese hı hıı der geçerdim. Şimdi ise heyecanla postanın gelmesini bekliyorum.

Geçtiğimiz mayıs ayında aldığım bir email ve sonrasındaki yoğun 3 hafta inanılmaz heyecan vericiydi.  Sonucu henüz görmedim ama benim için harika ve unutulmaz bir deneyim oldu.

Mollie Makes Home editöründen teklif mesajını aldıktan sonra sanırım ekipten 10 küsür kişi ile yazıştım, o kadar profesyoneller ki her konunun ilgilisi başka. Sözleşmeler, formlar, anlaşmalar… Resmen başım döndü. Kendimi yurtdışından bir firma ile Avrupa Birliği ihalelerine hazırlanıyormuş gibi hissettim. Neyseki o konuda tecrübeliyim: ) Ne istedilerse ihale dosyası sunar gibi sundum!

En zoru ne yapılacağına karar vermekti  ve zamanımız çok azdı, o yüzden hem basit ve şirin olsun, hem de rahat fotoğraflansın istedik. Evet istedik diyorum aslında bu Funda ile ikimizin projesi. İkimiz de hem gerildik, hem çok zevk aldık. Sonuçta ortaya şu fotoğrafta gördüğünüz” Tablet Kılıfı” çıktı. İlk önce bir taneyi tamamladık, baktık oluyor, onun fotoğraflarını çektim, sonra tekrar başladık, bu sefer tek tek yapım aşamalarını fotoğrafladım. Gerisi terimler, anlatım ve düzenleme…

Bana bu fırsatı verdikleri , destekleri ve anlayışları için özellikle geçen sayıda olduğu gibi bu sayıda da misafir editörlük yapan “Patchwork Harmony” blogunun sahibi ve 91Magazin’in editörü Caroline’e ve tüm Mollie Makes ekibine çok çok teşekkür etmek istiyorum. Orada olmak benim için gerçekten büyük bir onur.

Ben her ay düzenli olarak Mollie Makes dergisi alıyorum www.myfavoritemagazines.co.uk sitesinden. Mollie Makes Home 3 ‘de dün satışa çıktı hem de 91 Magazin dergisinin ilk basılı sayısı ile birlikte. Eğer almak isterseniz hemen alın çünkü şu anda tüm ürünlerde indirim var. İndirim kodu olan “summer30” u yazıp bu dergimsi kitabı çok uygun fiyata alabiliyorsunuz ve sonra hevesle elinize ulaşacağı günü bekliyorsunuz…

İyi haftasonları...

NOT: Eğer bu tablet kılıfına sahip olmak isteyenleriniz olursa önümüzdeki hafta deconohut’a bakabilirler…





I had mentioned "Mollie Makes Home 2" in here, almost a year ago... and at that time,  If someone had told me;  one of your projects was going to be on the next issue of "Mollie Makes Home", I would have not believed.

I'm very honored to be part of the last Mollie Makes Home issue with a crochet project.
It is a crochet gadget case as you seen image... I could not see it on bookazine yet so I'm still very excited. I can not wait to hold it in my hands...

It was really quite an important experience for me. I would like to thank you for this great opportunity, their support and understanding to firstly dear Caroline and the team at Mollie Makes.
You've already known Caroline who is editor of "91 Magazine"and "Patchwork HarmonyBlog".  She is guest editor of this issue like before and I'm sure that she did great job as usual... I am grateful to her...

And also a good news! Mollie Makes and Caroline have collaborated to bring us the FIRST EVER print issue of 91 Magazine! with this bookazine... Great....

I have a subscription for Mollie Makes Magzine on "myfavoritemagazines" and If you have this bookazine, do not be late, currently have a sale on all products on this website...

Have a wonderful weekend...


P.S. ; I you want to buy this gadget case, it will be listed on my ETSY shop the next week...






Mini Mini Cheesecake'ler yaptım - Mini Blackberry Cheesecakes


Plan plan plan… Haftaiçi full iş yerinde olunca haftasonları pek değerli oluyor ve eğer önceden ne yapacağını planlamazsan heba olup gidiyor.

Son birkaç aydır buraya da devamlı yazdığım gibi hem havaların bunaltıcı sıcaklığı hem de genel düzensizlik yüzünden hiç bir şey üretemez hale geldim. Normalde haftaiçi akşamları birşeyler yapar, haftasonu da fotoğraflardım, ya da balkonda habire birşeyler boyardık! Komşular da merak etmiştir, hayırdır bunlar ne zamandır maskeleri takıp boya işine girişmedi diye…



Neyse işte, geçtiğimiz hafta kendi kendime and içtim bu haftasonu kaytarma, kendini zorla birşeyler yap diye…  Cuma işten çıktım yolumun üstünde bir manav var, biblo gibi sebzeler, meyvalar, insan börülceye bakıp iç geçirir mi?? Her geçişte imreniyorum birşeylere. Baktım bu sefer harika böğürtlenler koymuş tezgaha dayanamadım aldım ama ne yapacağımı bilmeden. Eve geldim tabi tüm haftanın yorgunluğu, yemekten sonra koltukta uyuya kalmışım. Zar zor açtım gözlerimi kalk Ayda dedim bir duş al kendine gel, mayışma dik birşeyler, bir iki bulut yastık kestim, sonra ilk kez bir etek dikmeye yeltendim hem de kendim için, onu teyelledim bıraktım, hediye bir mama önlüğü diktim saat oldu 3... eee ben yarına ne yapacağım, hem bu böğürtlenler ne olacak!!!  Bir karış suratla, tatmin olmamış bir halde yattım uyudum…


Sabah uyandım elimde ipad, pinterestte böğürtlenli tarifler arıyorum. Aaa dedim pavlova yapayım ben… Kahvaltı, malzemeler için market, hadi sonra tekrar duş derken hop mutfaktayım… Valla tarifi aynen uyguladım… Bir saat pişirdim, sonra fırının kapağı azıcık açıkken soğumasını bekledim falan ama olmadı, iğrenç yapış yapış, ayy saçma bir şey oldu, direk çöp yani… Kaldım mı elimde hem böğürtlenler hem de pavlova için hazırladığım krema ile!!! Boşa gitmiş koskaca bir cumarteside cabası…




Akşam dikişlere devam ettim ama bir yandan da kafamın içinde planlar ne yapsam ne yapsam… İşte o sırada hamarat Muazzez’in mini cheesecakeleri ile karşılaştım instagramda. Şu teknoloji ne güzel bir şey… @tanerinesicheesecake hesabında adım adım öyle güzel anlatmış ki tarifi kafamda planlar ve görev edinmişliğin verdiği huzur ile gittim bu sefer yatağa…



Sabah erkenden kalktım, hadi yine markete gittim, malzemeleri aldım, kahvaltıyı hazırladım, Funda’yı uyandırdım, sonra yine duş ve mutfak! ( Tüm haftasonu toplamda 5 kez falan duşa girdim çıktım sanırım) Bizim mutfak küçük, öyle kapı pencere açılıp hava alınacak yer de yok, fırın da turbo fırın değil (bence palvova olayında fırın suçlu ama ben yine de seviyorum kendisini)  ısıyı dışarıya veriyor epeyce, yani öyle zor şartlar altında çalıştım ki size anlatamam ama yılmadım, inat ettim. Funda’nın delirdin mi kaç saattir mutfaktasın laflarını kaale bile almadım.


Neticede tam da istediğim tatmin duygusunu yaşadım ya o bana yetti. Yani dedim, emek olmadan mutluluk yok, ne kadar ekmek o kadar köfte lafını da kim söylemişse ne doğru söylemiş…

Muazzez çikolatalı yapmıştı cheesecakeleri, ama benim elimde pavlova kreması olduğu için ben onu kullandım. Hava böyle sıcak olmasaydı bu kadar hızlı hareket etmek zorunda kalmayacaktım erimesinler diye .  Buzdolabı da derin donduruculu değil o yüzden fazla donmadan çıkartmak zorunda kaldım dolaptan ki fotoğraflarını çekebileyim. Böğürtlenler bir iki pozdan sonra mayışmaya başladı, üstteki krema eridi ben kan ter içinde kaldım ve normalde 200 küsür poz fotoğraf çekebilecekken 90 da bitirdim olayı… Birde dedim ki keşke macro bir lensim ve tripodum olsaydı… 


Ayyy amma uzun bir giriş yaptım, okuduysanız iyi…

Ben buraya tarifi yazacağım ama siz kesinlikle Muazzez’in hesabına ve bloguna bir göz atın. Harika şeyler yapıyor... 

Malzemeler;

Tabanı için;
1 ½ paket kepekli Büskivi
50 gr. Tereyağ

Ortası için;
400 gr. Labne
½ su bardağı toz şeker
200 ml. Krema
2 yemek kaşığı mısır nişastası
2 yumurta

Üst Kreması için;
200 ml. Krema
2 yemek kaşığı pudra şekeri
1 paket vanilya

En üstü için ;
Taze böğürtlen ve nane yaprakları

Yapılışı; Kepekli bisküvileri rondoda un haline getirip içine erittiğimiz tereyağını ilave edip güzelce karıştırıyoruz. Silikon muffin kaplarına birer çorba kaşığı kadar bu karışımı dağıtıyoruz sonra da  su bardağının altı ile güzelce sıkıştırıp buzdolabına koyuyoruz ki biz orta kısmı hazırlarken onlar hafif donsun, krema ile birbirine karışmasın.  Ortadaki krema için labne ile şekeri tel çırpıcı ile karıştırıyoruz, nişasta ve kremayı da ilave edip bir 20 sn kadar daha karıştırdıktan sonra yumurtaları teker teker ilave ediyoruz ve bu sefer yaklaşık 2 dakika çırpıyoruz.

Tam bu sırada fırını açıp 175 dereceye getirmeyi unutmayın.

Dolaptan muffin kaplarını çıkartıyoruz fırın tepsisinin içine dizip üstlerine iç kremayı ilave ediyoruz. Fırın tepsisinin içine de yarısına kadar su konuyor ki bu buhar yaparak cheesecakelerin çatlamasına engel oluyormuş. Neyse tepsiyi fırına koyuyoruz ve bekliyoruz ki pişsin. Muazzez 20 dakika demiş ama benim fırında yaklaşık 30 dakika falan oldu. Hatta ilk seferdekiler birazcık fazla kızardı, ikincileri daha güzel pişirdim.
Pişen cheesecakeleri bir süre dışarıda soğuttuktan sonra dolaba aldım. Benim krema dünden hazır olduğu için bu sürede gittim bir çanta diktim, arada yine duş aldım. Ama siz kremayı yapın, zaten çok basit, krema ile pudra şekeri ve vanilyayı çırpıyorsunuz o kadar. Onu da dolaba koyun ki birazcık katılaşsın. Ben akışkan olmasını istedim sonra üzerine birazcık süt ilave ettim ama siz yapmayın benimki cıvık oldu fotoğraflardan da anlaşılacağı üzre…

Neyse sonuçta ne zamandır denemek istediğim mini cheesecakekleri denemiş oldum. Hani birkaç yıl önce yaptığım bir çilekli cheesecake vardı işte o zamandan beri böyle küçüklerinden yapmak istiyordum kısmet bu hastasonunaymış.

Tabii en güzel yanı kahve işliğinde bu güzelleri yemekti. Hiç baymıyor 3 taneyi bir nefeste yiyebiliyorsunuz. Tabii bu iyi mi kötü mü bilemedim!!!




You know, I'm at the office during all week and I want to spend my weekends the fullest... Last 2 months, I could not do any plan for weekends because of the hot weathers and my vacation... It was difficult to sew something or spend time at the kitchen...

But last week, I was quite determined to try new somethings...

I tried to bake Pavlova on Saturday but the result was a complete disaster. I did not give up! I had delicious blackberries and cream which was prepared for Pavlova!

While I was thinking what can I bake???  I came across mini cheesecake recipe on instagram.
You can see all steps here. Unfortunatly it is in Turkish language but images tells everything...


Ingredients;

Crust;
1 ½ packages of Graham cracker crums
50 g. Unsalted butter

Filling;
400 g. Labne (yogurt cheese)
½ cup granulated sugar
200 ml. Cream
2 tbs corn starch
2 eggs

Topping;
200 ml. Cream
2 tbs powder sugar
1 package vanilla

To the top of ; Fresh balckberry and mint

In a medium bowl, mix graham cracker crumbs with melted butter. Press onto bottom of silicone muffin cups ( about 17 pcs.).  
While you are preparing  the filling, put the muffin cups to the fridge for freezing.

And preheat oven to 350 degrees F (175 degrees C).

In a large bowl, beat yogurt cheese and sugar until fluffy add corn starch and cream, continue mixing and then mix in the eggs one at a time, mixing just enough to incorporate. Pour this filling into the prepared crust inside muffin cups.


The most important tip is; You should fill with water the tray of muffin cups halfway . This will prevent cracking of cheesecakes…

Bake in preheated oven for 1/2 hour. Turn the oven off, and let cake cool for 5 to 6 hours.

For topping; Mix all ingredients, cream, powder sugar and vanilla until smooth and leave to fridge.
While service;  spread the cream onto cheesecakes. Garnish with mint leaves and blackberries...


I hope you like it…






Haftasonu Kartı - Happy Weekend Card






Bir sürü iş yaptım bugün, o yüzden iç rahatlığıyla haftasonunun tadını çıkartabilirim.
Bu haftasonu hepimiz için süprizlerle dolu olsun, çook mutlu olalım çoookkk…



I wish all of you have an amazing weekend…








Evde kahvaltıyı özledim - I miss having breakfast at home




Bu kahvaltı haziran ayından hatta babalar gününden kalma. O gün evde yalnızdım, Funda bizimkiler ile birlikte Altınoluk’taydı, sabah uyanır uyanmaz babamı aradım, birbirimize aşk dolu bir yığın şey söyledik, hediye konusunu konuştuk, Funda’nın aldığına laf olsun diye alınmış dedi, kışın İstanbul’a gelince bizden ne istediğinden dem vurdu sonrada bana; benden kendine mükellef bir kahvaltı hazırla dedi kapattık telefonu. Ben de hazırladım…



Babam zaten anneme hiç benzemez, annem utangaçtır, şimdiye kadar bir şey istediğine tanık olmadım. Alışverişte insanı çileden çıkarır, mağazada konuşmaz, yaa beğendin mi, içine sindi mi, başka yere mi bakalım… Yok yok hayatta tepki vermez, zaten tek başına da çıkıp çarşı pazar dolaştığını da hiç görmedik. Ona ne aldıysak hep beğenmiştir, zaten annem biz üzülürüz diye verdiğimiz paçavra olsa  sesini çıkartmaz. O kadar ince düşünür ki onun mertebesine ulaşmak imkasızdır. Neyi hangi nedenle öyle yaptığını şans eseri öğrendiğimde çoğunlukla hayrete düşerim nasıl aklına gelmiş bunca detay diye…



Babam düzdür ama. Direk söyler sevdiğini de sevmediğini de.  Mesela farklı bir tarif denerim, eğer beğenmezse yemez, yüzüme karşı da söyler, koca kız olmamış bu, fantaziye kaçmışsın yine diye. Hiç de unutmaz, durup durup ayy o nasıl birşeydi der, Funda’yla bir olur dalgasını geçer, senin bu ablan var ya diye anlatmaya başlar… Ama ona bir hediye al çocuklar gibi şen olur. Giyilecek birşeyse hemen dener. En son bir tişört getirmişti ben Altınoluk’tayken Funda, giydi hemen, koştu aynanın önüne, göbeğini içine çekerek bir sağdan bir soldan gülümseyerek baktı kendine. Ayy çok yakıştı deyince de ; ben güzel bir sütlaçım bu tişört de üzerine tarçın oldu dedi. Kendini de böyle beğenir…

Sanırım özledim ben yine bizimkileri…


Bir de kışın evdeki uzun kahvaltıları özledim. Yalan olmasın ama sanırım hazirandan beri haftasonları evde güzel bir kahvaltı sofrası hazırlamadım. Haziranın sonuna kadar Funda yoktu, Geldi 2 hafta sonra ben gittim, 2 hafta Altınoluk’ta kaldım geldim, sıcaklardan ne adam gibi bir şey yiyebildik ne de evde durabildik. Zaten bizim ev sabah güneşi alıyor, sadece de haftasonu evde kahvaltı etme şansımız var, sıcakta uzun uzadıya balkona çıkamayıp içerilerde kahvaltı etmek tam bir işkence o yüzden ya geçiştirdik ya da çıktık bir yerlere… Yani kısacası özledim sakin sakin ferah ferah kahvaltıları…


Kek yapmayalı bile neredeyse 3 ay oluyor, bakıyorum instagramda millet harıl harıl yeni tarifler deniyor... Kızıyorum kendime de  hazır bulunca oh götür, sıra yapmaya gelince aaa zamanım yok…
Kafam yığınla şeyle dolu, darmadağın… acil bir düzene ihtiyacım var. Şu ağustos bir geçsin kendime çeki düzen vereceğim… Bu böyle gitmez Ayda…





I have no idea how quickly this summer has passed. This breakfast table is from first days of June even from fathers day... That day, I was alone at home, my little sister, Funda was together with our parents in Altinoluk and I phoned my father, as soon as I wake up to celebrate his fathers day... This breakfast is his gift to me.
He asked me to prepare a nice breakfast for myself (I hope, this sentence is correct!)

I guess, we could not have a nice and long breakfast at home, after that day. I was alone for awhile and then I went to Altinoluk for vacation and all weekends were very very hot so we could not stay at home... I mean, I really miss the lovely, long and fresh breakfast tables...

I want to be at kitchen more often and to try new recipes... I should prepare a "to do list" and be more organized as soon as... I hope!!!







Haftasonu Kartı - Happy Weekend Card






Bambaşka fotoğrafları düzenleyip, oh oh daha zamanım var nasılsa yazısını yazarım diye gezinirken bir baktım saat 17:30 olmuş!!!
Hadi ben hafiften masamı toparlamaya başlayayım…
Hepinize birazcık nefes alabildiğimiz, huzur dolu, keyifli bir haftasonu diliyorum…




Very very hot here in the last few weeks... It's difficult to concentrate on something and hopefully next week we can get some cool ...


I wish all of you have an amazing weekend...








Bugün Bunu Sevdim - Today Liked This



1 | 2 | 3 |

Sabah işe geldim dur dedim şu Pinterestten yine 4 fotoğraf seçip “Bugün Bunu Sevdim” postu yapayım hemencecik. Ama ne mümkün… Öyle güzel görseller var ki insan kendini kaybediyor seç seçebilirsen, hele de benim gibi kararsız birisiysen iş çok daha kötü. Zaten hep derim benim önüme seçenek sunma buhran geçiririm diye…

Sabah kaktüs alacağım yolumun üstünden (bu sıralar hemen hemen her gün alıyorum simit – poğça alır gibi), aa istediğimden sadece 1 tane var o da yamuk: ( dört döndüm etrafta kıyıda köşede kalmış bir tanesini daha buldum, ehh belki olabilir diye onu da elime aldım, ama sonra adam 10 taneli yeni paketle gelmesin mi??? İşe geç kaldım resmen. Bu mu olsun şu mu, ayy öbürü daha canlı derken 1 alacakken 3 aldım çıktım…
Bazen kuş kondırayım derken alakasız şeyler çıkıyor ortaya…

Neyse işte sonra birden karşıma şu sözler çıktı ; “ find joy in the ordinary”… Sıradan sevinçler bul ya da ne bileyim sıradanlıkta mutlu olacak şeyler bul gibi bir şey… Hah dedim neden hırpalıyorum kendimi, şu bluz nasıl sade ve güzel, fincanları sevdim mi sevdim,  son karede küçücük görünen baklavalı zemine bayıldım, eee diğer detaylar da hoş, daha ne olsun, bu 3 görseli alıp kolajımı yaptım. Seviyorum kolaj işini. Kolajcıbaşı olmalıymışım ben…

Sonra da baktım tam 57 panom var Pinterestte, hepsinden olmasa bile yapabildiğim kadarıyla her bir panomdan 4’lü kolajlar paylaşacağım burada böylece hiçbirinin hakkını yememiş olurum…

İşte böyle, bugün de bu sıradan 4'lüyü sevdim ben…


I wanted to make a collage for my "Today Liked This" serie this morning.

But it is difficult to choose a few images from among many beautiful and amazing pictures on Pinterest. Especially if you're an undecided person like me!

I want to find the best best best image. Hey! you know, it's impossible...

While I were surfing between my boards I saw these words "find joy in ordinay"... Yes, I can... I don't have to find the best... 

I liked this simple blouse, cups are gorgeous and I loved diamond floor which looks last image. So I chose 3 images quickly and made a collage and felt happy.

I have 57 boards on Pinterest and my planning to share with you a collage from almost my all boards. Thus, it will be easier to make a decision.


So here is my "Today Liked This" images...








IKEA 2015 Kataloğu Huzurlarınızda - IKEA 2015 Catalog



İkea’nın 2015kataloğu çıkmış, Eylül gibi kapılara bırakılmaya başlar ve artık tüm yıl boyunca bizim elimizden düşmez. Annem bile bayılıyor Ikea kataloğuna bakmaya, tatil için gittiğimde yazlığa götürmediğim için çok kızdı şimdi bir daha ki gidişimde yenisini götürürüm artık yanımda…

Bu kataloğu her elime alışımda habire sıfırdan ev döşemek istiyorum. Ikea montaj ekibi beni de aralarında görmek ister mi acaba???

Not; Katalog için görsele tıklayın yeter...




Finally Ikea's 2015 catalog has been published. We will get it on our hands very soon and it will be our most popular catalog for a year...

Also, the greatest pleasure to look at this catalog with my mom... She really love it.


Whenever I look this catalog I want to furnish my home from the rough. I wonder, do Ikea installation team want to see me among them?

PS; For the catalog, please clickt to image










Hemen Şimdi Başla - Start Right Now




Bugün Emma’nın bloğunda şu aşağıda gördüğünüz grafikteki yazı ile karşılaşınca birden aklım başıma geldi. Daha doğrusu gaza geldim: ) Sonra değil hemen başla diyor, evet niye mızmızlanıyorum ki dedim kendi kendime, neden elim gitmiyor bloğa birşeyler yazmaya, illa kuş kondurmak gerekmiyor ki… Yığınla harika şey görüyorum, bir sürü fikir kafamın içinde fink atıyor ama ben anca bakıyorum…

Tabii bu mayışıklığımda sıcakların da inanılmaz etkisi var, eskiden yaz dediğin sıcak olur der gıkımı çıkartmazdım, daha çok daha çook diye tempo tutardım… gençlik işte… Şimdi sonbaharı, kışı dört gözle bekliyorum…

Bloğumu özledim, eski günlerimi özledim, yorumlardaki hoş-beşleri özledim…
Kendi kendime söz veriyorum anlayacağınız, tamam eskisi kadar olmasa da biraz daha buralarda olacağım ben…

Görüşürüz…



Today, I came across this graphic which is made by dear Emma on her blog!
Those words make me undeceive... I am in the same situation with Emma and I totally feel like her...

I have many ideas, I want to share many lovely things which I've seen, made or learned but I could not move any way...

I do not have to create miracles, I know just important to do the first move...

Of course, the weather is very hot for a couple weeks and it has a big effects on me, I feel totally languid. Now, I'm looking forward to fall/winter ...

I miss my blog, I miss my old days, I miss to read your comments...

So I promise myself that I will be much more here...


See you...




Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...