Haftasonu Kartı - Anılar Anılar...


 
Derken bir cumartesi akşamı bizim evde Findux, Latiş ve ben toplandık. Hepimizin elinde bir iş harıl harıl işleniyoruz, bir yandan da muhabbet ediyoruz. Bu ikisi yünlerle oynuyor. Latiş yeni modeller yaratma aşamasında, Findux ise her sırada yaptığını ölçüp söyleniyor olmayacak bu diye.

Bense masanın başında daldan dala atlıyorum, bir mutfağa gidiyorum bir salona geliyorum, bir işe başlıyorum sonra bir bakıyorum başka bir işe koyulmuşum…

 
 
Sonra düşündüm de neredeyse 1 yılı geçti dikiş dikeli, kendim için hiç bir şey dikmemişim. Bu seferki kılıf benim dedim, başladım ipad için kılıf dikmeye.

O sırada konu nerden geldi bilmem Latiş’e bizim bir anımızı anlatmaya başladık. Hani şu “seksenler” diye bir dizi var ya… Hah işte ben tam o zamanlarda çocuktum. O dizide anlatılan bir çok hikayeyi birebir yaşadım yani.

Soba olayı mesela, derdi çoktu belki ama sıcaklığı da bir başkaydı, kedi gibi hiç yanından ayrılmazdım, soba üstünde kızarmış ekmeğe sürülen tereyağın kokusu hala burnumda… Zevki güzeldir de cefasını da çekersiniz bol bol.
 
Bizim ev 3. kattaydı, bazen kovalara kömür doldurmaya kardeşimle beraber giderdik, annem hep tembih ederdi ” oyalanmayın doldurun gelin, Funda sakın odun falan kırma” diye…  Ama dinleyen kim, inerdik kömürlüğe, Funda hemen keseri alırdı eline odun- çıra kırmak için, ben de kömür yığının tepesine çıkardım başlardık konsere… Nedense yıllarca kömürlükte hep aynı iki şarkıyı söyledik biz. Sanki başka şey söylenemezmiş gibi. Biri o yılların en popüler komedi dizisi, gündemi takip etmemizi sağlayan bir fenomen: Olacak O kadar’ın şarkısı, diğeri her dönemin genci, Hakan Peker’den ; Bir Efsaneydi efsaneydi senle beraber olmak….

Aman bir başlardık söylemeye kendimizi kaybederdik, kürekler mikrofon, biz pazen donlarla pek bir şık ve  alımlı… Sonra alt komşunun oğlu Murat sinsice gelip bizi korkutunca kavga ile biterdi keyfimiz…

Bizim bir de banyoda yırttıra yırttıra Karacaoğlan’dan başlayıp Gençliğe Hitabe, Çanakkale Şehitleri ve İstiklal Marşının 10 kıtası ile biten akşam seanslarımız olurdu… eee sobalı ev, tek odada baba haberleri izliyor, anne dantel örüyor, çocuklar bunalmış… Banyoda oynardık hep biz evciliklerimizi falan… ooohooo ne hikayeler… Anlatırım sonra yine bir ara..

 
 
Neyse işte ben başladım ipad için kılıf dikmeye, tam birleştireceğim bir ölçtüm ki, içine zor sığıyor alet. Kızlar hemen başladılar dalga geçmeye; pek havalıydın ne oldu falan gibilerinden, hep yaptığım da olacak diye bir kural yokmuş efendim…

Döndüm masaya, evirdim çevirdim, kıyamadım da atmaya bir köşeye, sonra yanlarını elde yün iple dikmeye başladım. Tamamladım, koydum ipadi içine gösterdim kızlara… Bu da size kapak olsun gibilerinden.  Oldu da yani…

Harika bir haftasonu geçirin oldu mu…
 
NOT: Bir süredir boşladım buraları, sizleri… Bir ihale var beni benden alan, feleğimi şaşırtan, tam bitecek ayın 9’unda rahatlayacağım derken biraz önce erteleneceğini öğrendim… Dondum kaldım.  Sıcağı sıcağına bitip gitseydi iyi olacaktı ama neyse, herşeyde bir hayır var…

Umarım daha sık uğrayabilirim buralara, kusuruma bakmayın yani…
 
 


Since I started to sewing something, I have never sewed anything for myself and finally I sewed a case for my ipad mini. It is so cute, isn't it?
I've shared also a memory from my childhood above. It is about 2 Turkish songs... Sorry I could not write all story in English but I wish you a great weekend and enjoy your easter time...
 




Haftasonu Kartı - Yine Yumurta


 
 

Süsledikçe süsledim, zamanım olsa, utanmasam daha da süslerim yani... Maksat kafayı birşeye takmak olsun bana…
Bunları hani şu cam boyası vardıya (burada ve burada kullanmıştım) pek sevdiğim onlarla boyadım, yıldızlılar ise ince bir kağıt. Sulandırılmış tutkal ile yumurtayı bu kağıtla kapladım, ilkinde tek tek uğraştım yıldızları kesip, ikincide sıkıldım uyduruverdim.

Daha fazlasını da göreyim derseniz flickr hesabıma bakabilirsiniz efendim…

Haftasonu hava kapalı gibi gözüküyor ama olsun,  yeter ki gönüller bir olsun…

 

You know normally we don't celebrate the easter but i like to decorate eggs.

These are my gold eggs. I hope you like them and if you want to see more you can check my flickracount.

It is rainy in here but I hope, would be a brilliant weekend for all of us...


 

 

...to be continued...


 
 
Sonra bu geldi, yaa defterim çantamın içinde çok kirleniyor kıyamıyorum şuna da bir kılıf diksene dedi. Tam da telefon kılıfı dikmekten bunaldığım zamanlar. Tamam dikeyim dedim.

Ben zaten ilk deneyimleri seviyorum, yaptığım bir şeyi tekrar yapmak benim için bir eziyet. Mesela auto-cad ile çizim yapmayı severdim ama hep aynı şeyi çizdiğimde bunalırdım bana çizmem için konumun dışında, bilmediğim birşeyleri verdiklerinde daha hoşuma giderdi, ona daha bir özenirdim.

Dikiş işinde de öyleyim. Mesela kesinlikle şimdi şu kumaşı keseyim hazır olsun yarın da onu dikerim dediğim hiç birşeyi dikmedim. Öyle kesilmiş kaldı. Sözüm ona kestim ya, nasılsa hedefe girdi dikilecek,  sonuç  az buçuk belli, bildiğim şeyi yapmak yerine yeni bir şey dikmek beni daha çok heyecanlandırıyor…

Böyle çok şey vardır, hayal aşamasında kalıp, hevesim kaçıp yapmadığım.

Ayy amma uzattım.. Neyse işte niyetlendim deftere kılıf dikmeye… Şu kumaştan mı olsun, bu mu olsun derken, yıllar önce Bennetton’dan aldığımız atmayı düşündüğümüz bir çanta aklımıza geldi, ön cebi koyu lavicert kadife, onu kestik çıkarttık, ölçtük tam ihtiyacım kadar… içine de poplin kumaş koydum sonra ucunada bir delik zımba, ayy pek bir havalı oldu : )

Fotoğraflarda kadifenin rengi koyu çıkmış, aslında çok tatlı bir lacivert. Kolay kolay da kirini göstermeyecek cinsten...
 
 

Yapınca oluyor işte, almak istesen, neyse parası vereceğim desen bulamayacağın bir şey. Hem illa dikiş makinanın olmasına bile gerek yok bunu dikmek için. Çok sık bir şekilde elde de dikilebilir.

Bu dikişleri hep akşam yaptığım için yapım aşamalarını koyamıyorum. Sevmiyorum akşam çekilmiş fotoğrafları. Ama sormak istediğiniz şeyler olursa sorun elimden geldiğince cevaplarım.

Haaa kılıf olayı burada bitti sanmayın sakın...
 
 

This time, my little sister wanted another case for her notebook from me. I always like to try something different. I had been bored to sew cell phone cases: )

I used the front velvet pocket of my old handbag for its outside. For inside, I used pretty floral fabric. We liked it so much.

So simple but useful, you can use it also for your ipad.

My case adventures will be continued...
 
 
 
 
 
 
 

Herşeye Bir Kılıf...





Bir ara bizim evde kılıf çılgınlığı yaşandı. Habire herşeye kılıf diktim.
İlk bu telefon kılıfları ile başladım olaya, kardeşimin zorlamasıyla. Tutturdu illa bana bir telefon kılıfı dik. Başladım dikmeye ama istemeye istemeye oturduğum için makinanın başına oldumu sana düdük gibi bir kılıf, sığmadı içine telefon falan. Ama bizimki yılmadı, başka dik dedi, düğmeli olsun. O saatten sonra inat ettim diktim düğmeliyi (şu kırmızı beyaz çizgili olan) ertesi akşam yok dedi, düğmeli kullanışlı olmuyor açıp çıkartmak çok zor, sen keçeden dik bana.. Hadi başladık keçe kesmeye. Telefonun arkasındaki kılıfı çıkartırım dedi, ona göre diktim bir tane, aaa dedi böyle kıyamam kullanmaya sen biraz daha genişini yap, haydi bu sefer daha genişini kestim diktim…
Tüm bunlar olurken annemler bizdeydi, babama benim eski telefonu verdim, bu sefer onun kılıf seriveni başladı, ilk önce köpük kağıtlardan diktim, sonra keçeden, yok olmadı gitti dışarıdan aldı bir tane.. ayy çıldırıyordum o dönem…

Tabii şimdi hiçbir kılıf elimde değil, eşe dosta dağıttım hepsini. Gerçi artık yaz geliyor, bir de yazlık mint rengi kılıf dik bana diye gelebilir bizimki ama artık deneyimliyim, kalıbım elimde hazır, tek sorun keyfim…

NOT: Biliyorsunuz google “friend connect” uygulamasını önümüzdeki temmuz başı itibari ile kaldırıyor, birbirimizi bloglovin üzerinden takip edebiliriz. Ben buradayım
 
 
 
For a while, I sewed so many covers for cellphone, notebook and ipad... It was crazy...
My little sister wanted a case for her iphone from me, I sewed but she did not like it, I sewed again another one, she changed the idea and wanted a felt case.. I sewed again again again: ) I was so patient...
 
Now, I don't have these cases as you see in the images, I gave all of them to my friends and I am afraid that my little sister can want a mint color iphone case for summer from me!!!

P.S. : You know, google will be canceled “friend connect” application, we can follow each other via bloglovin. I’m here.
 
 
 
 
 
 
 

Haftasonu Kartı




 



Neee yumurta mı süslüyoruz???? Ben de ben de…
Kadın yıllar öncesinde çözmüş beni be Banu: )

 
Konu yumurta süslemek mi??? Varım… hatta abartırım…  Daha fazlasını da görmek istiyorum diyen flickr hesebına buradan bakabilir…
Elbetteki devamı gelecek, maksat fotoğrafı çekilecek objemiz olsun, güzellik olsun..
Hepinize neşe dolu, bol kahkahalı, huzurlu bir haftasonu diliyorum…

 

is the subject egg decorating ??? I'm in...
If you want to see more, you can look at my flickr account.  Of course, more in the future..
I wish you have a peaceful, hilarious and full of joy weekend ...








Bugün Bunu Sevdim - Gatherings Magazine




Bahara teoride giriş yapmamızla birlikte bir çok online dergide arka arkaya yayınlanmaya başladı. Mevsim değişimlerini işte bir de bu yüzden çok seviyorum.

Gatherings magazini biliyorsunuz, daha öncede buradan her sayısını paylaştığım Heather Spriggs tarafından çıkartılan online bir dergi.

Bahar sayısı Salı akşamı yayınlandı. Hemen sayfalarını zevkle çevirmeye başladım . Renkli, cıvıl cıvıl tam bahara yaraşır bir sayı olmuş.  Sonlara doğru ise bir süprizle karşılaştım. Benim instagram fotoğraflarımdan biri “Instagram  #gatheringstyle Challenge Favorite” başlığı altında tam karşımda duruyordu. Şöyle bir doğruldum, dikkatlice baktım evet benim fotoğrafım, hemen Funda’ya gösterdim, aferin dedi. Birkaç saat sonra annem aradığında bahsettim, yazık anlamadı tabi online dergi ne, kim ne yapmış, ne fotoğrafıymış ama yine de bir aferin de ondan aldım: )

Buradan tekrar Heather’a teşekkür etmek istiyorum bu harika dergide yer almamı sağladığı için.

Ayrıca çoğunu bloğundan zevkle takip katılımcılarda bir teşekkürü hakediyor bence; creJJtion, Trisha, Of Spring and Summer, Annetta,  Rare &Beautiful Treasures… ve daha fazlası…

 Hadi keyfiniz bol olsun..





 


You know "Gatherings Magazine", I had shared past issues here. Gatherings magazine is an online magazine created by Heather Spriggs.

Spring Issue was out on Tuesday evening. I began to turn the pages with pleasure this  colorful, lively,  full of inspired,  worthy of spring issue.

Towards the end pages I encountered a surprise. One of  my instagram image was there... Under the title of "Instegram Challenge # gatheringstyle Favorite" ... I showed it my little sister and got a big well done: )

I would like to thank you again dear Heather for giving me this opportunity. And of course also we should thank to all amazing and very talented contributors.

 
Enjoy!
 
 
 
 
 
 
 

CafenoHut Stili Elmalı Toplar

 
 

Bundan 3 ya da 4 yıl falan önceydi. O zamanlar ne bloğum vardı ne de bloglardan haberim… İş yerinde harıl harıl çalışıyor, eve gelince de yorgunluktan ters düşüyordum.  Mutfağa olan ilgimse yeni yeni başlamıştı. Bir kek yapıyor kabarınca şaşırıyordum. Ürkekliğimi hafif hafif atmaya başlamıştım, artık tariflere bu çok saçma, normal kadınlarda bunu böyle mi yapıyor yani diyip kendi yorumumu katmamam gerektiğini anlamış, habire oradan buradan bulduğum tarifleri deneme hevesine girmiştim.



İşte o günlerde, bir kış akşamı Balıkesir’de akşam yemeğimizi erkenden yedik, otururken ”şöyle güzel bir çay demleyin de içelim” dedi babam. Ama ailecek boş çay içmesini de hiç sevmediğimizden yanına ne yapsak diye düşünmeye başladık annemle. Gazetelerin verdiği yemek tarifleri eklerini çıkarttım bakmaya başladım. Elimdeki malzemelere en uygun ve kolay görüneni seçtim Elmalı Ufalama yazıyordu başlığında. Yanında fotoğraf falan da yoktu.


Malzemeleri çıkarttım, yapmaya koyuldum, annem de yanımda elmaları soyuyor. Unu, yağı şekeri falan karıştırıp küp küp doğradığınız elmaların üstüne dökün yazıyor tarifte. Eee biz düzen insanıyız, dökün ne demek. Yüksek sesle okudum. Anne bu hamuru dökün diyor, hamur dökülür mü hiç dedim. Yok olmaz öyle şey yanlış yazmışlardır dedi, ee nasıl koyacağız bunu elmaların üstüne... Düşündük ve küçük küçük yuvarlamaya karar verdik, öyle dağınık durmasından iyidir neticesinde: )


Sen bunlar bir kabardı, bir güzel oldu… Yanına da dondurmayı koyduk ılık ılık yedik. O top toplar kıtır kıtır oldular ağızda dağılıyorlar… Neticesinde babamdan tam notu aldık ve o zamandan beri çok sık yaptığım bir tarif oldu bu.

Epey sonra uyandım bu tarifin yurtdışında çok sık yapılan “Apple Crumble” olduğuna. Ama bizim stil çok daha güzel. Kesinlikle denemelisiniz.

Şimdi gelelim tarife;

Hamuru için;

3 ölçü / 300 gr Un

1 ölçü / 150 gr şeker

1 çay kaşığı tarçın

1 paket vanilya

200 gr soğuk tereyağ

İçi için;

4 -5 adet orta boy elma

1/3 ölçü / 50 gr şeker

2 çay kaşığı tarçın

2-3 yemek kaşığı kuru üzüm

Biraz ceviz
 

Elmalar küp küp doğranır, toz şeker, tarçın, kuru üzüm ve ceviz ilave edilerek karıştırılır ve fırın kabının altına konulur.  Diğer tarafta un, şeker, tarçın, vanilya ve tereyağ el ile güzelce yoğrulur ( işte burası birazcık yorucu, normalde çatalla hafif hafif karıştırıp döküveriyorsun elmaların üstüne). Hamur yuvarlanacak kıvama geldiğinde de hemen hemen eşit büyüklükte  küçük toplar yapıp diziyorsun tüm yüzeye. Ben şu fotoğraflarda gördüğünüzde çok acıktığım için biraz uydurdum topları, normalde özenirsem daha küçük ve düzgün yapıyorum görüntü harika oluyor.

Neyse işte sonra atıyorsun 180 derecede önceden ısıtılmış fırına 40-45 dakika üstteki toplar hafif kızarana kadar pişiriyorsun sonra da dondurma eşliğinde mest ola ola yiyorsun.

Eğer çilek, böğürtlen, şeftali veya kayısı ile de yapmak isterseniz 1 yemek kaşığı unu bu mazlemenin üstüne serpiştiriverin harika oluyor.

İşte bu da cafenoHut stili Elmalı Toplar…

Afiyet olsun…


Not: Ben bu haftasonu değil ondan önceki haftasonu yaptım bunu ve tarifte yazan ölçüleri 1/3 oranında kullandım sadece 2 kişiyiz diye haberiniz olsun.

Tabak Çanak:

Kare fırın kabı : YKM
Desenli Kaseler : Anthropologie (Londra)
Sarı Kupa : Hatırlamıyorum
Harfli Beyaz Kupa : Hediye

 

 
About 3 or 4 years ago... That times, I did not have this blog and I did not know anything about blogs.. I was working hardly during all day and  I had started to become interested to cook somethings in the kitchen newly...

I saw this recipe in a newspaper a winter evening  and I decided to try it. Normaly we don't know "Apple Crumble" in Turkey. You can not see this recipe in our culture. Because of that I could not imagine how can I crumble this dough: ) So finaly I decided to make small balls as you see images in here...

We liked it so much. These balls were dissolved in the mouth ( I don't know how can I describe it) and it was so delicious. Since then, I have always baked this recipe this way .

Here's recipe;

For the dough;

3 unit/ 300 g flour

1 unit / 150 g sugar

1 teaspoon ground cinnamon

1 tsp vanilla extract

200 g cold butter

 
For filling;

4 -5 medium sized apples

1/3 unit / 50 g sugar

2 teaspoons groundcinnamon

2-3 tablespoons raisins

A little walnut if you want

Apples cut into cubes, sugar, cinnamon, raisins and walnuts are mixed and placed to the bottom of the oven container. On the other hand; flour, sugar, cinnamon, vanilla and butter kneaded by hand. When the dough is smooth, make small balls of equal size to almost the entire surface of oven container.

Bake it pre-heated oven at 180 degrees 40-45 minutes until golden brown and eat with ice cream it is warm..

If you want to bake it with strawberries, blackberries, peaches or apricots, mix them with 1 tablespoon flour .

Here's the cafenoHut style Apple Balls...

Bon appetit..



 
 
 

Haftasonu Kartı




Biz iki hemşire bizimkileri özledik ve haftasonu için yollara düştük. Sabah babam aradı, ilk önce kadınlar günümüzü kutladı, sonrada sakın bir şey yemeyin yollarda dedi. Anlayacağınız akşama evde çatlayana kadar yeme aktivitesi içine gireceğiz. Menüyü burada yazmayayım dedim,  bir de canınız ister, aranızda hamile olan vardır falan…

Neyse işte bize iyi yolculuklar size de sevdiklerinizle birlikte geçireceginiz harika bir haftasonu diliyorum. Kalın sağlıcakla…

We are going to Balikesir ( My parents live there) for weekend. I missed my dad and mom and mom's meals. See you on Monday..

I wish all of you have a wonderful weekend with loved ones.
 
 
 
 
 

Bir Kitap - Decorate Workshop by Holly Becker


 
 

Öyle saçma bir hal içimdeyim ki nasıl anlatsam bilemedim. İşler ne zamandır olmadığı kadar yoğun, ama ben ne kadar kendimi işe verebiliyorum o meçhul.  Her geçen gün biraz daha hayıflanıyorum tutkuyla yapabileceğim şeyleri daha yeni yeni keşfettiğime.

Ne işe kendimi tam verebiliyorum ne bloğa, boş kaldıkça internetteyim, öğrenmeye, görmeye, bilgiye aç, gördükçe çoşan, çoştukça daha fazlasını isteyen, yerinde duramayan haller içindeyim.
 

Dekorasyon dergilerinden, pinterestten, yeni yeni bloglar, siteler, tasarımlar keşfetmekten kendimi alamıyorum. Hiç birşeyle zaman kaybetmek istemiyorum. Elimde olsa akşamları yemek yemeyecek, uyumayacağım ama şimdilik o aşamaya gelmedim şükür: )
 

Benim zaman zaman taktığım şeyler vardır hayatımda, bir dönemim onunla geçer. Bunun en önemli belirtisi iş seyahatlerimdir. İş için her şehir dışına çıktığımda eğer zaman öldürmem gerekiyorsa mutlaka bir D&R, ya da ne bileyim büyük bir kitapçı bulurum ve orada zaman geçiririm. Ama her gittiğimde de tutkum başkadır, kimi zaman ressamların hayatları ile ilgili kitaplar göz bebeğimdir, sadece onları arar dururum, kimi zaman el işleri kitapları, sanatla ilgili kitaplar, arada yemek kitapları, bazen tarih nadiren siyaset ve çoğunlukla dekorasyon.

Dekorasyonla ilgili kitaplara dokunmak bile beni sonsuz mutlu ediyor. Hele ki bu kitap hayranlıkla takip ettiğim uzun zamandır almak istediğim kitap olursa tadından yenmiyor.
 
 

Epey oluyor aslında bu kitabı alalı. “Decorate Workshop “,  Holly Becker’ın son kitabı. Bir öncekinin hikayesini biliyorsunuz, burada anlatmıştım. Bu sefer kimseye fırsat vermeden kendim verdim siparişi Amazon’dan. Aslında planım Amsterdam’a gittiğimde almaktı, kitaplara dokunarak, sayfalarını karıştırarak almak çok daha zevkli olduğu için. Ama orada her önüme gelen kitapçıya baktığım halde bir türlü bulamadım. Ben de dönüşte siparişimi verdim ve geldiğinden beri sehpanın üzerinden kalkmadı kendisi.  Sayfaları ezberlememek için bakmamaya çalışıyorum şu anlarda ama aklım onda. Bir önceki kitabını da çok sevmiştim ama bunu daha başka sevdim.

Holly’nin bloğunu keşfettiğimden beri, hemen hemen her gün ziyaret ediyorum. Yaptığı herşey çok çok hoşuma gidiyor, resmen mest oluyorum onu takip ederken. Çok yetenekli, inanılmaz bir göze sahip ve bir o kadar da samimi.
 

Ben bu kitabın özellikle formatına bayıldım, 8 adımda dekorasyonun inceliklerini anlatıyor, arada boş sayfalar var, kendi notlarınızı alabiliyorsunuz, zaten fotoğraflar Debi Treloar’ın, yani muhteşemler. En çok da Holly’nin kendi evinden kareler beni mest etti, ilk oraya taşındığından beri adım adım izlediğimden olsa gerek, tüm eşyalarını bildiğim halde onları tekrar yakından incelemek çok çok zevkli. Onu takip etmek büyük bir zevk benim için.
Kısacası şu sıralar daha bir kaybettim kendimi bu alemde…

 
I could not know how to describe my pointless mood. Jobs more intense but I can not focus on it. I'm a little more upset  with the each passing day, I am discovering the things which I can do with passion, newly. I want to deal with colors, decoration, photography, papers, painting during all day... I hope, one day, this will be happen.

Until that day, I am trying to rein my passion with blogs, pinterest and such wonderful books...

It makes me happy to even touch to these decoration books. Especially If you wanted to buy this book for a long time, It is absolutely much more gratifying.
 

I have bought this wonderful book for a while ago, Holly Becker's last book ; "Decorate Workshop".  You know the story about her first book, I had told it here. This time I have ordered it myself from Amazon.  Actually my plan was to buy it from Amsterdam but I could not find it any bookstore and I gave my order came back to Amsterdam. Since that day it stayed on my coffee table.
I have been reading Holly’s blog almost every day since I discovered it, like thousands of others. She's an incredibly talented designer, stylist and  she has a marvellous eye, also very sincere. I really like her decorating style and I absolutely love the format of this “book” which provides a step-by-step look at planning and executing decorating projects.  Images taken by Debi Treloar so they are bright and wonderful. Especially I loved images from Holly's home.

I mean; It is a great pleasure to follow you Dear Holly.
 
 
 
 
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...